SİNAN AYGÜL / BİTLİS - 2 bin 800 rakımda 13 kilometrekarelik yüz ölçümüyle bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri, endemik bitki örtüsü ve doğal dokusuyla dünyanın sayılı güzellikleri arasında yer alan Nemrut Kalderası'nda ‘betonarme inşaat’ yapılıyor.
Üstelik betonarme inşaat yapılan alan ‘Tabiat Anıtı’, ‘Turizm Alanı’, ‘1. Derece Doğal Sit Alanı’ ve ‘Ramsar Alanı (Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan) statüsünde korunuyor. Aynı zamanda alan için UNESCO’nun Küresel Jeopark Ağı’na dahil edilmesi için yapılan başvuru süreci de halen devam ediyor.
Bu derecede önemli ve doğallığının korunması gereken bir alanda, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından ‘Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı Çevre Düzenleme İşi’ adı altında yapılan betonarme inşaat tepkiyle karşılandı.
“BETON YAPILIRSA JEOPARK STATÜSÜ ALINAMAZ”
Nemrut Dağı Krater Gölü ve Kalderası’nı UNESCO bünyesindeki uluslararası ağa dahil edip ‘jeopark statüsü’ kazandırmak için 2016 yılında Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç başkanlığında bir proje başlatılmıştı. Proje Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından desteklenmiş ve alanda bulunan bazı özellikler ortaya çıkarılmıştı.
Jeosit olarak tanımlanan ve o alanın jeopark olmasını gerektiren bu özellikler bir rapor haline getirilmiş ancak bu rapor Bitlis Valiliğince bekletildiği için Nemrut’un Jeopark olarak tescili halen yapılamadı.
Bilim insanları burayı jeopark yapmaya çalışıyor ama asıl koruması gereken idare beton döküyor diyerek tepkisini dile getiren Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç, betonarme yapı olursa UNESCO’nun jeopark statüsü vermeyeceğini söylüyor.
Aynı zamanda 2016 yılında Nemrut Kalderasının jeopark olması için çalışma yürüten ekibin başında olan ve bu işin temel koşulu doğallığının korunması diyen Jeoloji profesörü Büyüksaraç “Dünyada jeopark statüsü nedeniyle daha az özellik taşıyan birçok alan, yüksek oranda ziyaretçi almakta ve turizm potansiyeli göstermektedir. Neden jeopark statüsü için gelişme olmuyor bilmiyorum. Sorduğumuzda biz çalışıyoruz diyorlar. Ancak 4 yıldır hiçbir gelişme olmadı. Ancak son zamanlarda il bir inşaat çalışması başlatılmış durumda. Burası doğal koruma alanı yani çivi bile çakılmasın diye kanunlar koruma altına almış. Ancak buraya betonarme yapı yapılıyor. Hem de göl manzaralı. Akıl alır gibi değil. Biz yani bilim insanları burayı uluslararası jeopark statüsüne kazandıralım diye uğraşıyoruz. Asıl koruması gereken idare buraya beton imalat yapıyor. Buraya beton yaparsanız burası asla jeopark olmaz. Bu işin temel koşulu, doğallığının korunması. Tüm dünyada uygulanan durum belli. Eğer WC ihtiyacı varsa seyyar WC’ler ile bu işi çözebiliyorsunuz. Böylece korumayı sağlıyorsunuz. Ancak betondan WC yapılırsa burası artık doğal koruma alanı olamaz. Piknik alanı olur. Bu ne demek? Dünya çapında değeri olan Allah vergisi bir yeri değersizleştirme demek. Bu hangi vicdanla açıklanır?” dedi.
Öte yandan görüş almak için ulaşmaya çalıştığımız, işi ihale eden idare olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Van İl Şube Müdürlüğü yetkilileri Malazgirt’te bulunan Bilal Erdoğan’a eşlik etmekte oldukları gerekçesiyle açıklama yapamadılar.