Yine Tatvan Belediyesi yine usulsüzlük…

Üstelik bir tık ötesi.

Aşmışlar artık kendilerini.

Pervasızlıktan mı, pişkinlikten mi geldiği belli olmayan bir özgüven var.

Elin oğlu böyle yapmıyor, bunlar level atlamış.

Herkes önce proje yapar, sonra ihale yapar, sonra işi yapar ve eğer yapacaksa bir yolsuzluk, bu aşamaların birinde yapmaya çalışır.

Bunlar önce işi yapmış, ihaleyle cebelleşiyorlar kaç gündür, proje yok zaten ortada.

Ne yapmışlar?

3 tane taziye evi yapmışlar.

Bitmiş taziye evleri, son rötuşları yapılıyor, son halleri böyle;

Normalde bunun önce projesi yapılır, projeye göre ihale yapılır sonra projeye göre iş yapılır.

Açık ihale yapılır, en uygun teklifi veren firma yapar falan.

Ama bizim laleler önce 3 tane taziye evi yapmış ama neye göre yapmışlar bilmiyorum.

Hazırlık yaparken aklıma gelmedi şimdi fark ettim burada da ayrı bir suç var.

Taziye evlerini yaptıktan sonra ihaleye çıkmışlar.

Açık ihale, ilanı da bu;

Teknik şartnamesi yok ama yapılan işi yerinde gördüm kabaca hesapladım her biri 1 buçuk en fazla 2 milyona yapılabilecek iki katlı basit yapılar.

Üç yapının toplamı 5-6 milyonu bulmaz.

17 milyon 72 bin 824 lira 84 kuruş yaklaşık maliyet hesaplanmış.

Her biri 5 milyon 690 bin lira ve öyle bir yapı için bu büyük bir rakam.

İhale günü ihaleye girmeye çalışan bir iki kişi engellenmiş.

Gelip “Girmek istedik, bize ‘İş yapılmış, girip bozmayın’ denildi” dediler.

İşi yapan firma 16 milyon 783 bin liralık teklif veriyor. Yaklaşık yüzde 2 civarı kırımlı bir fiyat yani.

Normalde girecek olanlar engellenmiş ama ihalede elektronik teklif verilebiliyor.

İki firma teklif veriyor, biri işi yapan firma, diğer firma da dışardan 15 milyon 499 bin liralık bir teklif kullanıyor.

Ve iş orada kitleniyor.

15 gündür onu çözmeye çalışıyorlardı, komik bir gerekçeyle düşük teklif veren firmayı elediler.

İş fahiş bir fiyatla, işi önceden ihalesiz yapan firmada kaldı.

Burada birden fazla bariz suç ve onun da ötesinde ciddi bir skandal var.

İş yapma yöntemi ayrı bir skandal bu işi alan firmaya “Kimse girmiyor ihalelere o yüzden bütün büyük işleri bu firma alıyor” denilerek daha önce verilen ihaleler ayrı bir skandal.

Onlara sonra geliriz.

Ama bu tür usulsüzlükler aslında çok nadir rastlanan bir durum.

Bazen işi önden yapan kurumlar olsa da ihaleyi açık usulle yapmazlar, böyle kitlenmez.

Kolay kolay kimse böyle bir riske girmez.

İdareci de girmez, memur da girmez, firma da girmez.

Bunlar girmiş.

Nasıl böyle riskli ve saçma sapan bir işe girmişler peki?

Emin Geylani’yi biliyorsunuz zaten, anlatmaya gerek yok.

Muhasebecidir, günün sonunda bilanço(su)nun sol tarafına bakar, aldığı riski absorbe edecek bir aktivite varsa tamamdır onun işi, yaptıklarında yasallık, normallik aramıyorum.

İhaleyi yapan birim Fen İşleri Müdürlüğü, idari şartnamesi bu;

Müdürü kim?

Geylani’nin sokaktan topladığı tiplerden biri olan İskender Baysali.

Kim bu İskender Baysali? Geylani’nin bana saldırttığı koruması ve yeğeni Yücel Baysali’nin amcasının oğlu.

Geylani işte birinin eline silah verip sağa sola saldırtıyor, öbürünün eline de böyle kalem verip usulsüz iş yaptırıyor.

Bu Baysali’ler her kimse bunları anası babası herhalde saksıda yetiştirip Geylani’ye vermişler kullansın diye pis işlerinde.

O da peçete gibi kullanıp atıyor. Kuduz olanı kullandı sonra “Haberim yok, Ankara’daydım” diyerek sattı. Buna da aynısını yapacak “İhaleden haberim yok Ankara’daydım” diyecek.

Çünkü Ankara’da kendisi.

Çiçeği burnunda vekil elinden tutmuş bunların, bayram çocuğu gibi bakanlıkları dolaştırıyor.

O orada şirin pozlar verirken vekiliyle bakanıyla, elemanları burada böyle fındık kırıyor.

Neyse bu riski kim alır diyorduk ya bir de komisyona bakalım.

İhale komisyonuna.

Başkanı Necdet Ökmen.

Meclis üyesi iken oğluna ait firmaya ihale verilerek tarihe geçen bir isim. Yani ülkede örneği yok böyle bir skandalın ama bunlar üstüne bir de başkan yardımcısı yaptılar bunu bu sefer oğlunu direk işe aldı.

Başkan yardımcısı yapıldığında “Emin’e imzacı lazımdı” denilen biri işte, bunun da işinde mantık aramaya gerek yok.

İhale komisyonunda isminin önünde “İşin Uzmanı” yazan bir Nafiz Baydur var adam kanalizasyon müdürü, neyin uzmanı oluyor anlamadım ama tek özelliği Emin Geylani’nin amcasının oğlu olması.

Malum biliyorsunuz Emin Geylani orijinal Geylani değil, kaplama, pardon Baydur olan soyadını sonradan Geylani yapmış ki kendini şeyh diye şey yapsın.

Yani kimse onu takmıyor, güvenip ihale komisyonlarında yer almıyor diye hiçbir liyakati olmadığı halde müdür yaptığı amcasının oğluna imza attırıyor ihalelerde.

Yine isminin önünde “İşin Uzmanı” yazan Erol Daşizi diye biri var komisyonda.

O da uzman falan değil, Geylani’nin usulsüz şekilde işe aldığı ve park müdürü yaptığı arkadaşı.

Onun da imza atarken risk almasının sebepleri var, el eli yıkar el döner yüzü yıkar meselesi gibi bir şey, ayrıca etraflıca ele alınması gereken bir tip.

Yani özetle bu tür riskleri aklı başında kimse almaz dedim ya yukarda, bunlar alıyor.

İhale sonucunu gösteren belgeler bunlar;

Risk seviyor bunlar.

E risk bu, alırsanız patlayabiliyor.

Bence bunda patlar.

Çünkü bir dizi suç var burada.

Bir kere ortada usule uygun bir ihale yok.

İhale adı altında yapılan şey aslında fiili bir durumu hukukileştirme girişimi.

Bu yapılırken de mevzuata aykırı işler yapılmış, her biri kamu görevlisi olan ihale komisyonu üyeleri ve ilgili birim müdürünün görev gereklerine aykırı hareketleri söz konusu.

Söz konusu olan bu hareketlere de “suç” diyoruz.

Kanundaki karşılığı da bence en az “Görevi Kötüye Kullanma” “Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği” “Kamu Kurumu Zararına Dolandırıcılık” vs. gibi bir dizi suça tekabül eder.

Ve bu yazı bir suç duyurusudur aslında.

Resen harekete geçmeli savcılar ama geçmeseler bile ben bir vatandaş olarak bu suçu bildirmekle mükellef olduğum için ayrıntılı bir suç duyurusu dilekçesi hazırlayıp savcılığa veririm.

Bence siz bu işten yırtamazsınız gibi geliyor bana.

Ama sevineceğiniz bir şey söyleyeyim size mesela “İhaleye Fesat Karıştırma Suçu” oluşmuyor.

Önceden alınan hizmet için sonradan şeklen ihale yapılması hukuka aykırı olduğu için, gerçek bir ihale bulunmadığı varsayılıyor ve bu sebeple o suç oluşmayacağına dair Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı var.

O karar sizi o suçtan kurtarıyor ama yeni suçların önünü açıyor.

Ne yapacaksınız şimdi?

İhaleyi iptal edebilirsiniz ama yeniden ihaleye çıkmanız daha büyük bir sorun olacak, aynı süreç baştan işleyecek.

Yer teslimi yapmak zorundasınız. Yapılan yerleri değil başka yeri gösterebilirsiniz, çünkü “Muhtelif yerlerde” demiş ucunu açık bırakmışsınız aklınızca ama başka yerler gösterip baştan yaptırmaya çalışırsanız bile mesela o üç taziye evini nereye koyacaksınız?

Bence istifa edin kaçın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.