BİTLİS NEWS (BİTLİS) - Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Nemrut kalderasında “Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı" adı altında yapılmaya başlanan, tepkiler üzerine durdurulan ve bir süre sonra yine başlayarak yılan hikayesine dönen “betonarme yapılaşma” Van Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu kararı ile tamamen durduruldu. Oy birliği ile alınan kararda betonarme yapıların izinsiz yapıldığı vurgulanarak yapıların yıkılması ve alanın eski haline getirilmesi istendi.
2020 yılı Ağustos ayında Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü tarafından “Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı" adı altında başlatılan ve tuvalet, seyir terası, etkinlik amfisi, piknik alanı gibi tamamı betonarmeden oluşan yapılar içeren proje tamamen durduruldu.
İlkin Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’ün gündeme getirdiği proje tepkiler üzerine Bitlis Valisi Oktay Çağatay tarafından durdurulmuştu. Ancak tepkilere rağmen Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün kararıyla proje tekrar devam ettirildi ve projenin birinci etabı 2020 yılı Kasım ayında bitirildi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen projenin valilik kararıyla durdurulması üzerine 2020 yılı Eylül ayında toplanan Van Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu, izlenecek yol için Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nden görüş istedi.
GENEL MÜDÜRLÜK “ALANDAKİ UYGULAMALAR İZİNSİZ”
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, bölge komisyonunun talebi üzerine gönderdiği görüş yazısında uygulamaların izinsiz olduğuna yapıların yıkılarak alanın rehabilite edilmesine karar verilmesini istedi. Genel müdürlüğün görüş yazısına istinaden bölge komisyonun oy birliği ile aldığı karar ise şöyle;
“....Nemrut Kalderası 1. Derece Doğal Sit Alanı içerisinde bulunan Ilı Gölün kıyı-kenar çizgisi tespitinin yapılmadığı dolayısı ile 6831 sayılı Orman Kanununun Ek 14. Maddesinin uygulanması mümkün olmadığından diğer bir ifade ile bu alandaki uygulamaların izinsiz olduğu sonucuna varıldığından ilgi (a) komisyon kararı çerçevesinde gerekli işlemlerin yapılması, ivedilikle alanın rehabilite edilerek eski haline getirilmesi ve alanın ile rehabilitesine ilişkin görsel dökümanların komisyonumuza sunulmasına oy birliği ile karar verildi."
“YASAL BOŞLUĞU KULLANARAK DOĞAYI TAHRİP ETTİLER”
Betonarme yapılaşmayı kamuoyu gündemine getiren ilk isim olan ve gelişmeleri yakından takip eden Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül ise kararın tek başına doğal yapıyı korumaya yetmeyeceğini, Nemrut kalderasının yasal güvence altına alınması gerektiğini söylüyor.
Aygül “Nemrut’taki betonarme yapılaşma neredeyse bitme aşamasına gelmişti. Bu kadar gecikilmesi, bir defa durdurulmasına rağmen baskıyla tekrar başlatılması, bittikten sonra yapıların izinsiz olduğunun söylenmesi başlı başına bir skandal. Bu yapılara ilk karşı çıktığımızda bölge müdürlüğü, alanın yapılaşmaya karşı bir koruma altında olmadığını, 2003 yılından beri orman rejimine tabi olduğunu, 6831 sayılı yasanın ek 14. maddesine göre betonarme yapı yapılabileceğini söylüyordu. Ne yazık ki bu doğruydu ve yaptılar da. Nemrut dağı ve krater gölü gibi emsalsiz bir jeolojik miras, doğa harikası bu alan sıradan bir orman statüsündeymiş. Evet tabiat anıtı olarak ilan edilmiş ve sit alanı ancak orman rejimine tabi. Herhangi bir özel statüde korunmuyor. Bu boşluktan faydalanarak o ucube projeyi bütün tepkilere rağmen başlattılar, doğa tahrip oldu ve betonarme kısımlarının büyük bölümü de bitirildi. Ama başka bir genel müdürlük ise bugün yapıların izinsiz olduğunu ve yıkılması, eski haline getirilmesi gerektiğini söylüyor.” dedi.
“DURDULMA SEBEBİ JEOLOJİK MİRASI KORUMAK DEĞİL KIYI KANUNU”
Projenin Nemrut kalderasını korumak için değil Kıyı Kanunu’na aykırı olduğu için durdurulduğunu bunun da kalderayı korumak için yeterli olmadığına dikkat çeken Aygül “Proje 9831 sayılı Orman Kanunu’nun ek 14. maddesinin 1. fıkrasına dayandırılarak yapılmıştı. Madde orman rejimine tabi alanlarda 250 metrekareye kadar betonarme yapıya izin veriyor. Ancak maddenin 2. fıkrası “…kıyı ve sahil şeritlerinde kalan alanlarda…” 1. fıkra uygulanamaz diyor. Yani kıyı-kenar çizgisi tespiti gereken bir yerde ek 14. maddenin 1. fıkrası uygulanamaz. Yapılar, kaldera içinde bulunan göllerden biri olan Ilı Göl’ün yanında olduğu ve Ilı Göl’ün 7121 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kıyı-kenar çizgisi tespiti de yapılmadığı için, yapıların tamamı izinsiz yapılaşmaya giriyor. Bu durumda da yasa yıkılmasını ve eski haline getirilmesini emrediyor. Yani betonarme yapılaşma Nemrut kalderasını, oradaki jeolojik mirası korumak için değil, Kıyı Kanunu ve Orman Kanununa aykırı olduğu için durduruldu. Bu da şu anlama geliyor, o alanda kıyı-kenar çizgisi tespiti yapılırsa, kıyıdan yeteri kadar uzaklaşılırsa aynı yapı yine yapılabilir. Bunun önünde hiçbir yasal engel yok. Nemrut kalderası acilen yasayla koruma altına alınmalı, yoksa risk her zaman devam edecek.” dedi.
“İHTİYAÇLAR DOĞRULTUSUNDA, UYGUN TEKNİKLE YAPILMALI”
Nemrut kalderasında ziyaretçiler için lavabo, mescit gibi ihtiyaçların da olduğunu dile getiren Aygül “Kalderayı ziyaret eden insanların ihtiyaç duyduğu yapılar, tesisler olabilir. Ancak bunlar ihtiyaç fazlası olmamak kaydıyla uygun yapı tekniğiyle, doğal yapıya zarar vermeden yapılmalıdır. Dünyada ve ülkede bir çok örneği var. Örneğin lavabo için portatif, hiçbir yapılaşma gerektirmeyen yöntemlerle kolaylıkla çözülebilir.” Dedi.
Öte yandan Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun oy birliği ile aldığı yıkım ve eski haline getirme kararının mevsim şartlarının uygun hale gelmesiyle beraber uygulanması bekleniyor.