Siz taze xoşgeldınız…
Sanki yine başlıyoruz!
Neye mi başlıyoruz?
Tabiki onlar ihaleye ben yazmaya.
Olay basit; ihaleler davetiyeli yapılacak, işi alacaklar belli, avanta belli, al gülüm ver gülüm.
Bu kadar basit, zira hep böyle oldu.
İsimleri sık sık FETÖ ilişkisi ve yolsuzluk iddiaları ile gündeme gelen Aksoy ve Menteş’in, giderayak, Ocak ayına alelacele sıkıştırdığı, kış ortasında mıcır alımından, vida, saç bilmem ne parçasından bahsetmiyorum bu sefer, onlar küçük iş.
Bu sefer rakamlar büyük.
Uzatmadan direk konuya girelim.
Bitlis’te kısa süre içinde, toplam tutarı 200 milyon lirayı aşan 5 farklı işin ihalesi yapılacak.
Daha işlerin ihalesi yapılmadan pazarlıklar, taksimat, kavgalar başladı.
Başladı ki sesi bana kadar geldi.
İşler güvenlik yolu ve karakol işleri.
Yani davetiyeye uygun, firma elemenin çok kolay olduğu, güvenlik ve aciliyet gerekçe gösterilerek şişirilebilecek işler.
Daha önce bu filmi gördük.
Mayıs 2014’teki “Mutki Güvenlik Yolu” işinde, engel olmaya çalışan valinin bile harcandığı o meşhur işte görmüştük.
Vali ne yazık ki harcandı.
Ben yıllarca birkaç farklı davayla yargılandım, çok şükür hepsinden beraat ettim.
Film bitti, çalanlar da, biri hariç, iflah olmadı.
Yeni filmin fragmanı niyetine, özet geçeyim;
Aldığım duyumlara göre Bitlis’te aşağıdaki işler kısa süre sonra ihale edilecek;
- Güroymak Cevizyatağı karakolu, ortalama 8 milyon lira,
- Tatvan merkez karakolu, ortalama 23 milyon lira,
- Bitlis Kavakbaşı karakolu, ortalama 17 milyon lira,
- Bitlis Güroymak Kavakbaşı 20 km güvenlik yolu, ortalama 80 milyon lira,
- Bitlis merkez Kayalıbağ karakolu 11 km üs bölgesi yolu ortalama 35 milyon lira.
İsim ve rakamlarda hatalar olabilir fakat işler doğru. Fiyatlar yine 2018 fiyatları, 2019 fiyatlarına göre muhtemelen yeniden revize edilecekler.
Yani toplam rakam çok yüksek.
Olayın püf noktası şu; bir işin henüz adı varken daha proje aşamasında kimin alacağı belliyse ya da konuşuluyorsa o işte sıkıntı var demektir.
Bence bu işlerde o anlamda sıkıntı var.
Benim kişisel görüşüme göre bu işlerin yapılması zaten ülke ekonomisine zarar.
Ama madem yapılıyor bari usule uygun yapılsın bir zarar da oradan doğmasın diye bunları yazıyorum.
Şimdi buradan soruyorum;
Bu işler ve rakamlar doğru mu?
Yanlış varsa eğer ilgili kurum iletişim bölümünü kullanarak bize doğrusunu iletsin, düzeltelim.
Yanlışsa düzeltiriz.
Ama doğruysa eğer, gelelim perde arkasında dönen dolaplara.
Bu işlerin kimlere verileceğini belirleyen birileri var.
O birileri kamuyu zararı uğratıyor.
Ülke ciddi bir darboğazdan geçerken, kendi kişisel çıkarlarını milletin menfaatinin üstünde tutuyor, millete zarar veriyorlar.
Ben gazeteciyim, kamu adına soru sorar, işleyişi denetler, yanlış gördüğüm anda da kamuoyuyla paylaşırım.
O yüzden,
Çok dolandırmadan direk sorayım;
Bitlis milletvekilleri sevgili Kiler ve Taşar!
Siz bu işin neresindesiniz?
Bir yerinde olmamanız mümkün değil.
İşin içinde, olumsuz anlamda, olmadığınızı iddia etseniz bile, iktidar partisi milletvekilleri olarak müdahale edebilecek pozisyondasınız.
Ben kamuoyu adına durumun ne olduğunu merak ediyorum, sizden bu konuda tatmin edici cevap bekliyorum.
Öyle yakın çevrenizin birbirlerine-birbirinize karşı yaptığı gibi sahte sosyal medya hesaplarıyla vs. karalama, iftira atma gibi şeylere tenezzül etmiyor, her türlü riski göze alarak yazıyor, altına imzamı atıyorum.
Eğer ben sizi biraz olsun tanıyorsam, bu işlerin içinde olduğunuzu biliyor olmam lazım.
Eğer siz beni biraz olsun tanıyorsanız, bu işlerin peşini bırakmayacağımı biliyor olmanız lazım.
Diğer bir ifadeyle;
Siz taze xoşgeldınız…
--------------------------------------------------------------
ÖNEMLİ NOT:
Olası bir şikayette bu yazıyı inceleyecek sayın yargı mensubuna;
Daha önceki şikayetlerde başıma geldiği gibi tekzip ya da erişimi engelleme kararı vermeden evvel umarım yazdığım yazıyı okursunuz.
Okuduysanız şayet, şikayet dilekçesinde yer alan abartılı iddia ve talepleri değerlendirirken yukardaki yazıyı kamunun haber alma hakkı kapsamında yapılmış haber verme faaliyeti olarak ele alırsanız daha adil bir karar vermiş olursunuz.
Muhtemelen şikayetin tek gerekçesi yazdığım yazının ve yazıdaki olayların ‘gerçek’ olmadığı olacaktır. Bunu da değerlendirirken Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.02.2002 tarih ve E. 2001/10293, K. 2002/1611 kararı bağlamında değerlendirmenizin kararın adil olmasına katkı sunacağına inanıyorum.
Tebrikler Sinan bey, Tatvanlı bir ülkücü olarak sizin gerçek bir vatansever olduğunuzu söylemeliyim. Beytülmalı korumanız takdire şayan.