banner91

Bir türkünün, bıçak, sopa ve kurşun'un saplandığı can'ların hikayesi...

Ali İsmail Korkmaz, Aybüke öğretmen ve Hamal Ali...

Ali İsmail Korkmaz, 18 Mart 1994 tarihinde Hatay'da dünyaya geldi. Üniversite öğrencisi olan Korkmaz, Eskişehir'de Gezi Parkı protestoları sırasında 2 Haziran gecesi sivil giyimli kişiler ve sivil polis olduğu kuvvetli olası kişiler tarafından tarafından sopalarla saldırıya uğradı. Darp edildikten sonra kaldırıldığı hastanede 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz 2013 tarihinde yaşamını yitirdi.

Aybüke öğretmen ise 1994 yılında Çorum Osmancık'ta dünyaya gelmiş Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'nin Müzik Öğretmenliği Bölümü'nden mezun olmuş, 2016 yılında Batman'ın Kozluk ilçesine atanmıştır. Batman'ın Kozluk ilçesinde 9 Haziran 2017'de Belediye Başkanlığı görevini yürüten Veysi Işık'ın aracına yönelik PKK'lilerce düzenlenen saldırıda, karne dağıtım töreninin ardından evine giden müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın ağır yaralanmış, kaldırıldığı Kozluk Devlet Hastanesinde yaşamını yitirmişti...

Mağusa türküsünün hikayesinin kahramanı Hamal Ali'nin hikayesi ise şöyleydi... 

Mağusa limanı, jeopolitik konumu oldukça önemli olan Kıbrıs'ın en önemli limanlarından birisidir. Kıbrıs kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmadan önce 1943 yılında bu olay yaşanır.

Mağusa limanında hamal olarak çalışan Ali'nin hikayesidir. Teninin esmerliğinden dolayı Arap lakabını almıştır. Genç yaşta evlenip bir de çocuk sahibi olan Arap Ali güçlü ve kuvvetli bir delikanlıdır. Hemen hemen her akşam işinin bitirdikten sonra meyhaneye gitmektedir. Çalıştığı limana yakın olan bu meyhanede günün yorgunluğunu atmak için bir şeyler içer ve evine öyle gider.

Yine bir gün meyhanenin yolunu tutar ve oraya gider. Bu sefer meyhaneye gittiğinde uğultu, kahkaha ve saygısız tavırlar sergileyen İngiliz sömürgesine ait 7 Hint askerlerini görür.

Bakışlarını askerlerin üzerine odaklayan Ali'den rahatsız olan Hint askerleri onun üstüne yürür ve beklemedikleri şekilde Ali'den dayak yiyerek meyhaneden ayrılırlar. Bu olay o gece tüm Kıbrıs'a yayılır. Arkadaşları bu olaydan sonra Ali'ye buraları terket şeklinde telkinde bulunur. Ali ise gitmez. Gitmesi gerekenin onlar olduğunu söyler ve içkisini içmeye devam eder.

Ertesi gün Ali yine iş çıkışında aynı meyhaneye gider ve tüfeklerinde süngü takılı olan 7 Hint askeri onu bekliyordur. İçlerinden bir tanesi Ali'ye doğru hamle yapar. Ali gelen ilk askeri yumrukla yere indirir, fakat kalan 6 askerin süngü darbelerine dayanamaz. En son öfkeli bir şekilde Ali'nin yumrukla yere indirdiği7. askerde Ali'ye süngüsünü saplar. Hızla kan kaybetmeye başlayan Ali'yi 7 Hint askeri sürükleyerek ibreti alem için Mağusa limanına götürür. Ve orada bırakırlar. Olayı öğrenen Ali'nin eşi hızlı bir şekilde limana doğru gelir ve kanlar içerisinde olan Ali'nin başına gider. Ali'nin ağzından o son sözler dökülür. "İskeleden çıktım yan basa basa Mağusa'ya vardım kan kusa kusa. Mağusa limanı, limandır liman, beni öldüren de yoktur din iman". sözleri çıkar ve Ali o dakika ölür. Ali'nin eşi ise "Uyan Ali'im uyan uyanmaz oldun yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun" der. Bu sözleri duyup etkilenen çevre halkı ise bu sözlerden türkü yaparlar.

Mağusa limanı türküsü önce Ali İsmail Korkmaz için çokça söylendi özellikle sol düşünceli insanlar tarafından, sonra Aybüke öğretmen için (üstelik kendisinin de söylediği video çokça hüzünlendirmişti herkesi) ...

Ders almak çok mu zor...

Hamal Ali'ye, Ali İsmail'e, Aybüke öğretmene saygıyla...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.