Bitlis Tabip Odası'ndan 'Şarbon' açıklaması!

BİTLİS NEWS (BİTLİS) - Bitlis Tabip Odası'ndan 'Şarbon' vakalarına ilişkin basın açıklaması yaptı.

Açıklama şöyle;

BASINA ve KAMUOYUNA

Bir süredir kamuoyunu meşgul eden Şarbon vakası ne yazık ki ilimiz Bitlis’i de etkiledi ve özellikle bazı ilçelerimiz (özellikle Güroymak ve Hizan) basın yayın kuruluşlarında haber konusu oldu. En son sekiz (8) yaşındaki bir çocuğumuzun Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaşamını yitirdiği haberi ve bu vefatın nedeninin Şarbon hastalığı olduğu haberi kamuoyuna yansıdı. Bu haberin kaynağı, Başta Tabip Odası olmak üzere Diyarbakır’da bulunan sağlık örgütlerinin düzenlediği basın toplantısında verdiği bilgiler idi. Bunun üzerine Bitlis Tabip Odası olarak konunun yerinde incelenmesi amaçlı Bitlis’in Hizan ilçesinin Karbastı köyünün Yamaç mezrasına bir ziyaret gerçekleştirildi, Bu konuyla ilgili başta İl Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurumlardan da bilgi talep edilecektir. Buradaki amaç toplumun doğru bilgilendirilmesi ve yeni faciaların yaşanmasını önlemektir çünkü sorun çok boyutlu bir halk sağlığı sorunudur…

Gerçekleştirdiğimiz ziyaret sonucu gözlemlerimiz ve tamamen ilgili aileden ve köylülerden aldığımız bilgiler ışığındaki raporumuz aşağıdaki gibidir…

Yamaç Mezrası, Hizan ilçemizin Karbastı köyüne bağlı bir yerleşim yeridir. Köye 1.5 km, İlçe merkezine 15 km, il merkezine 55 km uzaklıktadır. Mezra yaklaşık kırk (40) haneden oluşmakta ve yine yaklaşık üç yüz kırk (340) kişi yaşamaktadır. Mezrada elektrik, su ve internet bağlantısı ile bir cami, yine yaklaşık yirmi beş (25) öğrencinin eğitim öğretim gördüğü bir ilkokul bulunmaktadır.

Mezrada yaşayan insanların temel geçim kaynağı ve uğraşısı küçük baş hayvancılığı ve tarımdır. Mezrada toplamda faal dört (4) ahır bulunmakta ve yaklaşık altı yüz elli (650) keçi ve yirmi (20) koyun beslenmektedir. Yirmi beş (25) de büyük baş hayvan bulunduğu ifade edilmiştir. Hayvanların genel olarak ilkbahar sonbahar arası çoban aracılığı ile köye yakın yaylalarda otlatıldığı ifade edilmiştir.

Tarımsal uğraş olarak bahçe ve bostan işleri yanında önemli oranda pirinç üretimi mevcuttur. Klasik mevsimsel sebze üretimi mevcut olup, ekmek dahil (değirmen, un üretimi ve tandır ) tüm ihtiyaçlarını kendileri karşılamaktadır, ayrıca kestane ağacı, ceviz ağacı bol miktarda bulunmaktadır. Kış mevsiminde son üç (3) yıla kadar ortalama üç (3) metreyi bulan kar yağışının son yıllarda bir (1) metre civarında gerçekleştiği ifade edildi. Kışın çığ tehlikesinin varlığından bahsedildi.

Köyün çevre ve iç yolları toprak olup ciddi anlamda kanalizasyon sorunları olduğu belirtildi. Evlerin hemen tamamının kerpiç ev olduğu görüldü, cami ve okulun taş ve beton kullanılarak inşa edildiği gözlemlendi. Kadınların hemen tamamı tandırda ekmek yaparken ya da temizlikle uğraşırken gözlemlendi, çocukların ise köyde sağlıksız koşullarda oyun oynamaya çalıştığı izlendi…

Baba Mehmet Şirin TUZ’un ve yaşamını yitiren çocuğun amcası Feyyat TUZ’un ifadelerine göre; Kurban Bayramı arefesinde (tahminen 23.08.2018’de) yaylada keçileri otlatan çoban, bir keçinin hastalandığını, ölmek üzere olduğunu, sahibinin (amca) onayıyla keseceğini iletmiş, kesilen keçi, yine bir köylü tarafından derisi yüzülmüş ve parçalara ayrılmış ve eti haşlanarak, saç kavurma yapılarak yaklaşık yirmi (20) kişinin katılımıyla sofra kurularak yenmiş. Bu sırada daha önceki dönemlerde kansızlık olduğu belirtilen E.T. keçinin dalağını bizzat kendisi yıkayarak pişirilmesi için aile büyüklerine getirmiş ve dalak ateşte pişirilerek Anne, yaşamını yitiren E.T. ve ablası tarafından yenerek tüketilmiş. Tahminen Üç (3) – dört (4) gün sonra akşam saatlerinde E.T.’de baş ağrısı, karın ağrısı ve kusma şikayetleri başlamış, gece hastaneye ulaştırma imkanı olmayan aile, şikayetlerin geçmemesi üzerine 28.08.2018 tarihinde, sabah saatlerinde çocukla beraber Hizan Devlet Hastanesi Acil Servisine başvurmuş, Çocuk hastalıkları uzmanının izinli olması sebebiyle Acil Servisteki Pratisyen Hekim tarafından değerlendirilen hasta muayene, tetkik, tedavi ve takip sonrası aynı gün ileri merkez olarak Bitlis Devlet Hastanesi’ne sevk edilmiş, çocuğun durumunun bu sıralar genel olarak iyi olduğu ancak karın ağrısının belirgin artış gösterdiği baba tarafında ifade edilmiştir. Bitlis Devlet Hastanesinde Acil Servis hekimi ve Çocuk Hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilen hastanın muayene ve ileri tetkikler (grafi, ultrasonografi, BT ? ) yapılmasından sonra aileye hastanın ince bağırsağının delindiği ifade edilmiş ve aynı akşam hasta çocuk 18.00 sıralarında 112 ambulans aracılığıyla ve Doktor eşliğinde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmiş. Yine ailenin söylemine göre, sevk edilen merkezde hasta gece 24.00 sıralarında direkt çocuk yoğun bakım ünitesine alınmış, bu arada genel durumu giderek kötüleşmiş ve doktorlar tarafından ameliyata alınamayacak durumda olduğu ifade edilmiş, bir süre sonra cihaza bağlanmış ( muhtemelen mekanik ventilatöre ) ve sabah saat 06.00-07.00 sıralarında da kalbinin durduğunu ve tüm müdahalelere rağmen hastanın yaşamını kaybettiğini ifade ediyor Baba Mehmet Şirin TUZ… Baba; daha sonra otopsi ve başka bir işlemin yapılmadığını, defin ruhsatının düzenlendiğini ve ölüm nedeni olarak kalp durması yazıldığını ifade etti. Cenazeyi aynı gün(29.08.2018) Hizan ilçesi Gayda bölgesindeki mezarlığa defnettiklerini belirtti. Cenazenin defin işleminden tahmini üç (3)-dört (4) gün sonra Hizan’da görevli bulunan Aile Hekimi’nin köye gelerek öncelikle ilgili hayvanın etini yiyen köylüler başta olmak üzere bir iki gün içinde de tüm köylüleri muayene ettiği, anamnez aldığı ifade edildi. Bu süreçte herhangi bir şikayet ya da belirtinin saptanmadığı, bu arada aynı süreçte Tarım müdürlüğünden gelen yetkililerin de incelemelerde bulundukları, ilgili keçi etinden kalan parçalardan ve yine ölmeden hemen önce kesildiği iddia edilen bir başka keçiden et ve dalak numunesi alındığı ve incelemeye götürüldüğü, ahırlarda ilaçlama, hayvanlara aşılama yapıldığı iletildi, yine köylülere eğitim verildiği ve çocuklara vitamin ilacı verildiği söylendi…Köylüler bu müdahalelere kadar yaklaşık yirmi beş (25) keçinin daha öldüğünü ve bunların iki metreden daha derin çukurlara (yetkililer tarafından hazırlanmış) kireçlenerek (yetkililerin talimatıyla) gömüldüğünü ifade ettiler. Hayvanlara aşılama yapıldıktan sonra yeni hayvan ölümünün yaşanmadığı ifade edildi. Yine köyün girişine yaklaşık on beş (15) gün önce tarım müdürlüğü tarafından ‘’Şarbon Var’’ tabelası asıldığı ve hayvan satışının yasaklandığını ifade ettiler. Köylüler olaydan sonra et tüketmediklerini, dışarıdan da et almadıklarını, bu süreçte herhangi bir nedenle ölmek üzerinde olan hayvanların da kesilmediği, ölümünün beklendiği ve sonra da yetkililerin tarif ettiği şekilde ölen hayvanı gömdüklerini ifade ettiler. Yine başka hiç kimsede, ailede, hayvanı kesen çoban, doğrayan parçalayan kişi dahil herhangi bir şikayetin hastalığın olmadığını ifade ettiler. Ve hatta keçilerin ölümünde fazla tuz yemelerinin etkili olduğunu düşünen köylülerin de olduğunu ifade etmek gerekiyor...Köydeki kimi kişiler ise bazı köylülerin evlerinde, ölmeden önce kesilen hayvanlara ait etleri buz dolabında muhafaza ettiklerini ve tahlil sonuçlarına göre bu etleri tüketip tüketmeyeceklerine karar vereceklerini ifade ettiler. Hastanelerde yapılan tahlil sonuçlarından haberlerinin olmadığını, ellerinde herhangi bir belge bulunmadığını, aralıklı zamanlarda hemşire olduğunu tahmin ettikleri kişiler tarafından arandıklarını şikayetlerinin olup olmadıklarının sorulduğunu belirttiler.

Yaşamını yitiren E.T.(8 yaş) ailenin üçü kız biri erkek dört çocuğundan birisi imiş. On bir (11) yaş ve dört (4) ve beş (5) yaşlarında üç kardeşten sadece en büyüğünün olayın farkında olduğu, diğerlerinin yaşananların pek farkında olmadığı, annenin kendisini daha iyi hissetmesi için babasının evinde kaldığı bu süreçte herhangi bir psikolog ya da psikiatri desteği almadıklarını ifade etti baba Mehmet Şirin TOZ…

Sonuç olarak bir halk sağlığı sorunu olan ve ülkemizin değişik yerlerinde yeni haberlerle gündemde kalmaya devam eden ŞARBON vakası sürecini ilgili bakanlıkların, yerel yetkililerin iyi yönetemediği ortadadır. En temel eksiklik toplumu konuyla ilgili zamanında ve yeterli düzeyde aydınlatma ve yönlendirme konusunda yaşanan eksikliktir. İlimizde yaşanan ve bir çocuğumuzun yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bir durum söz konusudur ve köy girişinde Hizan Tarım İlçe Müdürlüğünün ‘’ burada ŞARBON hastalığı var’’ yazısının yer aldığı bir tabela asılmıştır. Yaşamını yitiren E.T.’nin ölüm nedeni bilindiği kadarıyla kesinlik kazanmamakla beraber bulgular, olayın seyri mide bağırsak sistemini tutan Şarbon vakasını kuvvetle muhtemel düşündürmektedir. Vefat olayının gerçekleşmesinden üç dört gün sonra ilgili mezrada yetkililerin girişimde bulunması, önlem alması bu ihtimali güçlendirmektedir…

Bu anlamda başta İl Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğümüz olmak üzere ivedilikle kamuoyunu aydınlatacak açıklamalarda bulunmalıdır. Tabip Odamız sorumluluk gereği açıklamalarında kanıtlanmamış hiçbir bilgiyi kullanmamaya özen göstermektedir. Bir an önce yaşadığımız bu halk sağlığı sorunundan kurtulmak ve yeni acıların yaşanmaması dileği ile saygılarımızı sunuyoruz…17.09.2018

DR. Osman Fatih ŞANLI

BİTLİS TABİP ODASI

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.